Ağaç Eve Yıldırım Düşer Mi? Bir Gece, Bir Düşüş
Kayseri’de, yaz akşamları, bazen rüzgarı duyduğunda bir şeylerin kötü olacağını hissedersin. Havanın kararması, kasvetli bir sessizlik, ardından birdenbire patlayan gök gürültüsü… O gece de tam böyleydi. O anı hatırlıyorum, nasıl da kalbim çarpmaya başlamıştı. Anlatmak zor ama, belki de yıldırımların düşmesinin bir anlamı vardır. Yani, belki de bazen hayat, insanın hayal kırıklığını ya da umutlarını kırmak için bir yıldırım gibi düşer. Ama, o gece bana düşen yıldırımın anlamını hâlâ tam çözemedim.
Geceyi Beklemek
Evimiz, Kayseri’nin biraz dışında, sessiz bir mahalledeydi. Hava kararmış, rüzgar iyice sertleşmişti. O an, bir şeylerin değişeceğini hissettim. O kadar çok fırtına ve kasvet vardı ki, pencerenin kenarına oturup dışarıyı izlerken bile içimde bir huzursuzluk belirdi. Hep düşündüm, ağaç eve yıldırım düşer mi? İnsan bazen, hayatındaki tüm olumsuzlukların birbirini takip ettiği bir dönemden geçtiğinde, aynen böyle hissetmez mi? Bir yerlerden bir şey düşer diye korkarsınız, ama ne düşeceği hakkında bir fikriniz yoktur.
O akşam, balkona çıkıp ağaçları izlemeye karar verdim. O zaman fark ettim; evin tam arkasında uzun, yaşlı bir çam ağaçları var. O kadar yükseklerdi ki, sanki gökyüzüne dokunacaklarmış gibi. Birkaç yıldır aynı ağaçları izlerken, onlara alıştığımı ve aslında onlarla bir tür bağ kurduğumu fark ettim. O kadar güçlüydüler ki, yıllar boyunca onlar hep oradaydılar. Ama şimdi, bir şeyin değişeceğini hissediyordum. Belki de sadece yıldızları, ağaçları değil, hayatı da izlerken, bu karanlık gece bir şeylerin başını alacak gibi hissettirdi.
Yıldırımın Çarpması
Bir anda, gözlerim pencereye yöneldi ve o korkutucu sesi duydum: bir gök gürültüsü. İçim birdenbire boşaldı. Korkuyla balkona fırladım, ağaçların arasındaki karanlığı gözlerimle taramaya başladım. O an, kalbim hızla atıyordu. Tıpkı bir yıldırımın düşmek üzere olduğu anda olan o gerilim gibi. O kadar yoğun ve derindi ki, sanki hava bile boğulmuştu. İçimden “Ağaç eve yıldırım düşer mi?” diye sordum, ama cevabını bilemediğimi fark ettim. Her şey beklenmedik bir şekilde oluyordu. O korku, o garip heyecan… sanki bir şey büyük bir hızla düşmeye hazırdı.
Ve sonra oldu… O yıldırım, sanki zaman durduğunda, birdenbire, karanlık gökyüzünü yararak büyük bir gürültüyle çarptı. Ağaçlardan biri, o yaşlı çam ağacının tam üst kısımlarından bir parça yerle bir oldu. Duvardan gelen titreşim, içimi ürpertti. Yıldırımın düştüğünü, o kadar yakın olduğunu hissettim ki… “Gerçekten düştü” dedim içimden. Bir an için her şey sessizleşti, sadece rüzgarın sesi kaldı. O an, gerçekten bir şeyin büyük ölçüde değişmeye başladığını hissettim. Huzursuzluk arttı. O kadar güçlü bir çarpmaydı ki, sanki sadece dışarıda değil, içimde de bir şey patlamıştı.
Hayal Kırıklığı ve Umut
O geceyi hatırlıyorum, yıldırımın o ağaca çarpmasından sonra yaşadığım korku ve şaşkınlık hala aklımda. Ama sonra, o korku yerini bir tür hayal kırıklığına bıraktı. “Ağaç eve yıldırım düşer mi?” sorusunun cevabını bulmuş gibi hissettim. Yıldırım, o kadar uzun bir yolculuktan sonra gelmişti, ama bir şeyin değişmesi gerekiyordu. Hayatımda da, yıllardır beklediğim değişikliklerin bir türlü gelmemesi gibi. Yıldırım çarptığında, içimdeki eski alışkanlıklar ve huzursuzluklar bir anda sarsıldı. Ama sonra, tıpkı ağacın hayatta kalmaya devam etmesi gibi, ben de yaşamaya devam ettim. Bir şey kırılmadı, ama her şey farklıydı.
O geceyi geçirdiğimde, belki de hayatıma bir şeyin dokunmasını istemiştim. Ama yıllar önce kurduğum hayalleri ve umutları düşündüm. Belki de bir şeyin büyük bir patlamayla, hızlıca değişmesini istiyorum. Ancak, yıldırım bile olsa, her düşüşün ardından kalan bir şey vardı. Ağaç, yerinden parçalanmış olsa da hâlâ orada duruyordu. Her şeyin sonsuza kadar süreceğini düşündüğümde, hayat da bana “Bu değişim seni öldürmeyecek, ama seni şekillendirecek” dedi. İşte o gece, bana düşen yıldırımın anlamı, hem kırılmak hem de yeniden inşa edilmekti.
Bir Kapanış: Hayatın Parçalanan Yolları
O geceyi geçirdikten sonra, ağaçların hala yerinde durması, bana hayatın ne kadar da kırılgan olduğunu hatırlattı. Belki de her şeyin bir yıkım süreci olduğunu kabul etmek gerek. Yıldırım bir anda düşer ve her şey değişir. Ama sonra, bir şeylerin inşa edileceğini bilmek de bir umut. Belki de hayatta, tüm bu kırılmaların ardından yeniden bir şeyler kurma süreci vardır. Bazen yıllarca bir şeyin gelmesini beklerken, bir yıldırım gibi ansızın gelir, ama bittiğini düşündüğün anda, her şey yeni başlar.